Diyelim ki hareket halindeki bir sürücüsüz otomobilin içindesiniz. Sürücü koltuğunda yolcu gibi ilerlerken, kendinizi 10 kişilik bir yaya grubuna çarpmak üzere buldunuz. Ve yine varsayalım ki araç zamanında durmayı başaramayacak. Fakat direksiyonu kırıp duvara çarparak 10 yayanın hayatını kurtarabilecek durumda. Duvarla çarpışmanın elbette sizi öldürme ihtimali var. Ne yapardınız?

Sürücüsüz otomobillerin ahlaki ikilemi: Kaza kaçınılmazsa kim ölmeli? Yaya mı, sürücü mü, yayalar mı?
Siz yolcu konumunda olduğunuz için esasen sürücüsüz otomobil ne yapardı diye düşünmek lazım. Tabii ki tüm sürücüsüz sürüş teknolojisi kazayı zaten olmadan önlemeye, Volvo’nun dediği gibi “Sıfır Kaza” prensibine dayalı, fakat ya kazanın kaçınılmaz olduğu anlar?
Sürücüsüz otomobillerin etik ikilemi: Kim ölmeli?
İşte böyle anlarda sürücüsüz otomobilin kullanacağı mantık hayati önem taşıyor. Peki ya 10 değil de 1 yaya olsaydı? Veya yaya trafik kuralını ihlal eden hatalı taraf olsaydı? Peki ya siz yaya taraf olsaydınız? Cevabınız aynı olur muydu?

Hayat kurtarmaları beklenen sürücüsüz otomobiller, kaza kaçınılmazsa ne yapmalı?
Araştırmacılar da en iyisi sürücülere soralım demişler. Araç çarptığında hayatını kaybedecek kişi sayısı 1 ile 10 arasında değişirken, sürücülere kaza kaçınılmazken sürücüsüz otomobilin nasıl davranması gerektiği sorulmuş. Her zaman sürücüyü feda etmek, her zaman sürücüyü korumak veya rastgele karar verilmesi arasında tercih belirtmeleri istenmiş. Daha sonra da kararlarını kendilerini sürücü ve yaya olarak düşünerek yeniden etik açıdan değerlendirmeleri istenmiş.
İnsanlık ölmemiş, ta ki konu yasalaşana kadar..
Konu gerçekten hem enteresan hem de çok zor. Ve çıkan sonuç da çok düşündürücü.

Sürücüler çoğunluğun yaşamı için kendi yaşamlarından vazgeçebilir gibi gözüküyor.
Fransız araştırmacıların yaptığı ankete katılanların %75’i 10 yayayı kurtarmak için sürücünün kendi hayatını feda etmesini doğru bulmuş. İnsanlık gerçekten ölmemiş dedirten bu sonuç, konu yasalaşacak olsa da aynı olur muydu doğrusu pek emin değilim. Trafik kazalarını düşürerek hayat kurtarmaları beklenen sürücüsüz otomobillerin, kaza kaçınılmazsa sürücü sıfatıyla içinde olanları feda edebilecek olmaları tam bir zıtlık.
Eğer konu ilginizi çekiyorsa sürücüsüz otomobillerin deneysel etik ihtiyacı konullu araştırmayı inceleyebilir ve MIT Technology Review’de yayınlanan ve filozofların nasıl olup da otomobil tasarımıyla uğraştıklarını anlatan makaleye de bakmak isteyebilirsiniz.
Sizce ne olmalı?
Sürücüsüz otomobillerin kaza anlarındaki kararlarını siz veriyor olsanız kimi kurtarırdınız? Artık “yolcu” ya dönüşmüş olan sürücüyü mü yoksa yaya veya yayaları mı? Yorumlarınızı aşağıya bekliyoruz.