Otomobil kiralama firmalarının kiralık otomobillerini satın alıp almama konusu hep tereddütlere neden olmuştur. Araba kiralama işi öyle sanıyoruz ki 1908’de Henry Ford ilk Model T yi sattıktan 20 dakika sonra başlamış olmalı. Biraz abartı olabilir tabii ama gerçekten de tarihteki ilk kiralık otomobil bir Ford Model T idi. Otomobil kiralama fikrinin mucidi Joe Saunders, Ford kullanıcılarından mil başı 10 cent alıyordu.
Kiralama işinin duayeni Hertz firması, Saunders’in fikrini geliştirip 1971 yılında Güney California’da ilk kiralama firmasını açtı ve 3 yılda 100 den fazla bayiye ulaştı.
Peki kiralanan araç olarak kullanılmış otomobilleri satın almak mantıklı mı? Süreç nasıl işliyor? Bu konuda Çelik Motor Ticaret A.Ş İkinci El Satış Şefi Ayberk Kıyıcıoğlu ile görüştük.
Kendisi, çoğunlukla kiralama firmalarının, araçlarını 2. El firmalarına/ galerilere sattığını belirtiyor ve ekliyor; “Kurumsal aracılar vasıtası ile araçlarını son kullancıya ulaştıran firmalar genellikle güvenilir yerler ve detaylı ekspertiz bilgileri sunuyorlar.”
Otomobil satın almayı düşünen kişilerde, genellikle kiralık otomobilleri satın almakla ilgili iki önemli negatif algı var. İlki aracın hor kullanılmış olma ihtimali, ikincisi ise aracı satmak istediklerinde ikinci el değerinin kiralanmış araç olmasından ötürü düşeceği endişesi. Ayberk Kıyıcıoğlu da, otomobil satın almak isteyen kişilerin ekspertiz yaptırarak aracın mevcut durumu hakkında en doğru bilgiyi alabileceklerini söylüyor.
“Kiralama firmalarının araçları firmalar tarafından kullanıldığı için ve teslimatta hasarlı kısımlar için müşteriye kesilen rucu faturalar nedeni ile şirketler en ufak hasarları bile onarım veya değişim yoluna gitmekteler. Bu da Türkiye’de çok önemsenen kaportasındaki geçmiş onarımlar, onarım veya değişim gören parça sayısını artırmakta. Burada değer düşümünü kullanıcılar dikkate almakta.”
Tabii ki her ikinci el araç alımında olduğu gibi aracın mekanik ve elektrik aksamında sorun olup olmadığı kontrol edilerek, artık standart hale gelen Tramer sorgusu yaptırılmalı. Geçmiş hasarlar için Tramer sorguları artık sms ile bile yapılabiliyor. Fakat buradaki en önemli konu, kasko kullanmayan kiralama firmalarının araçlarında Tramer sorguları sonuç vermeyebiliyor.
Fakat Ayberk Kıyıcıoğlu, önemli bir noktaya değiniyor: “Kurumsal kiralama firmaları, müşteri şirketler ile birlikte çok detaylı hasar yönetimi yapmaktalar. Firmalar için kira dönemi sonunda araçların mevcut durumlarına göre de cezai işlemler uygulanmakta. Müşteri şirketler hem bu cezai işlemlerden kaçmak hem de bir sonraki kiralamadaki itibar yönetimi ve uygun fiyat için, oldukça sıkı ve kullanıcı bazlı araç kullanım politikaları uygulamaktalar. İşten atmaya kadar giden uygulamalara tanık oluyoruz. Ayrıca bu araçların yasal problemleri, vergi borçları sorunsuz oluyor ve çıkabilecek her sorunda da her zaman bir muhatap var.”
Kiralama firmalarının satışa çıkardığı araçlar genellikle genç, ortalama 3 yıllık araçlar. Düzenli olarak yetkili servislerde bakım ve onarım gören bu araçları kullananlar da kişisel servis maliyetleri olmadığı için en ufak sorunda bile servislere giderek çözüm arıyorlar. Bize göre kullanıcı açısından baktığımızda önemli olabilecek tek nokta, kiralanan araçların genellikle modellerinin en standart versiyonu oluyor olmaları. Yani bir sunroof, deri döşeme veya GPS gibi ekstralar genelde olmayabiliyor.
Sonuç olarak, oldukça yeni, kilometresi düşük ve son model araçları daha uygun fiyatlara satın alabiliyor olmak son derece cazip.